Suç işlenmesini önlemek isteyen Babil hükümdarı Hammurabi hukuk alanında hangi kuralı uygulamıştır ?

Melis

New member
[color=Hammurabi'nin Hukukunda Suçları Önlemeye Yönelik Uygulamalar]

Hammurabi, MÖ 18. yüzyılda Babil’i yöneten ve tarihe, adalet anlayışını sistematik hale getiren önemli bir hükümdar olarak geçmiştir. "Hammurabi Kanunları" olarak bilinen yasa seti, insanlık tarihindeki en eski yazılı hukuk metinlerinden biridir ve suçların önlenmesine yönelik birçok önemli kuralı içerir. Bu yazıda, Hammurabi’nin hukuk anlayışını ve suçları önlemek için uyguladığı kuralları, erkek ve kadın perspektifinden ele alacağız. Hammurabi’nin yasaları, yalnızca o dönemdeki Babil toplumunun yapısını değil, aynı zamanda adaletin tarihsel gelişimine olan etkisini de ortaya koyuyor. Suç işlenmesini önlemeye yönelik kuralların bu kadar erken bir dönemde var olması, aslında toplumsal düzenin korunmasına dair güçlü bir mesaj veriyor. Konuya olan ilgim, Hammurabi’nin yasalarının sadece bir tarihi belge değil, aynı zamanda çağlar boyunca hukuk sistemlerine ilham veren bir temel olduğunu anlamama dayanıyor.

[color=Hammurabi’nin Hukuk Anlayışı ve Suçları Önleme Yöntemleri]

Hammurabi Kanunları, 282 maddeden oluşur ve bu yasalar, Babil toplumundaki tüm toplumsal ilişkileri düzenlemeyi amaçlar. Hammurabi, halkın her kesimine eşit bir şekilde adalet sunmayı ve suçları önlemeyi amaçlamıştır. Ancak, suçların önlenmesi adına uyguladığı temel ilke, "göze göz, dişe diş" anlayışıdır. Bu, suçların cezalandırılmasında orantılılık ve karşılıklı zarar verme anlayışını benimseyen bir yaklaşımdır. Hammurabi’nin bu kuralı, suçluların işledikleri suçlara karşı doğrudan bir ceza almalarını sağlayarak, toplumda düzenin sağlanmasına yönelik önemli bir adım atmıştır. Ancak, bu ilke, aynı zamanda toplumun öngörülebilir ve denetimli bir şekilde suçları önlemesi adına etkili olmuştur.

Örneğin, Hammurabi’nin yasa kitaplarında yer alan "hırsızlık" suçuyla ilgili maddeler oldukça açık ve cezalandırıcıdır. Hırsızlık yapan kişi, suçunun karşılığı olarak, bazen fiziksel cezalarla, bazen de maddi tazminatlarla cezalandırılabiliyordu. Ancak, bu tür cezalar yalnızca suçları önlemeye yönelik değil, aynı zamanda toplumun düzenini koruma amacını taşımaktadır.

Bunun yanında, Hammurabi yasalarında, bazı suçlar için cezalar çok daha sertti. Örneğin, "cinayet" suçunun cezalandırılması, suçlunun hayatına mal oluyordu. Ancak, burada da cezaların "karşılıklı zarar" ilkesi üzerinden şekillendiğini görmekteyiz. Bu anlamda, Hammurabi’nin yasaları, adaletin “gözle görülür” olmasını ve toplumsal dengelerin sağlanmasını amaçlamıştır.

[color=Erkeklerin Perspektifi: Objektif ve Veri Odaklı Hukuk]

Erkekler, genellikle hukukun tarihsel evrimine dair değerlendirmelerini daha çok objektif ve veri odaklı bir bakış açısıyla yapma eğilimindedir. Hammurabi’nin yasaları hakkında konuşurken, erkekler genellikle suçların cezalandırılmasına dair matematiksel bir yaklaşım benimseyebilirler. "Gözle göz, dişe diş" ilkesinin, hukukun sağlam temellere dayanmasını sağladığı ve suç oranlarını düşürmeye yardımcı olduğu görüşü, erkeklerin değerlendirdiği objektif bir bakış açısını yansıtır.

Erkekler açısından bakıldığında, Hammurabi’nin yasalarındaki orantılılık ilkesi, o dönemin sosyo-ekonomik yapısına uygun bir düzenin kurulmasında etkili olmuştur. Suçların cezalandırılması için belirlenen kurallar, bireysel hakların korunmasını değil, toplumsal düzenin sağlanmasını ön plana çıkarmıştır. Bu da, Hammurabi’nin yasalarının yalnızca kişisel hakları korumaya yönelik değil, aynı zamanda toplumun genel yapısını düzenlemeye yönelik bir amaç taşıdığını gösterir.

Ayrıca, Hammurabi'nin yasalarında, suçların işlenmesini engellemek amacıyla belirlenen cezaların "eğitici" bir yanı da vardır. Erkekler için hukukun genellikle toplumsal düzeni sağlamaya yönelik olması, bu yasaların daha işlevsel ve stratejik bir çözüm olarak değerlendirilmesine neden olabilir. Suç işlemek isteyen kişilerin cezaların "ağır" olduğunun farkına varması, onları suçtan caydırıcı bir etki yaratmıştır.

[color=Kadınların Perspektifi: Duygusal ve Toplumsal Etkiler]

Kadınlar ise genellikle hukukun toplumsal ve duygusal etkileri üzerinden değerlendirilmesini tercih eder. Hammurabi’nin yasalarındaki cezaların toplumsal yapı üzerindeki etkisi, kadınların perspektifinden bakıldığında çok daha fazla anlam kazanır. Hammurabi’nin suçları önlemek için belirlediği cezalar, özellikle aile yapısını ve toplumsal denetimi ön plana çıkarmıştır. Kadınlar, bu yasaların hem toplumsal bir düzen oluşturma hem de bireysel hakları gözetme noktasında önemli bir rol oynadığını savunabilirler.

Özellikle, Hammurabi'nin kadınlarla ilgili kuralları, toplumda kadının durumuna dair belirgin bir bakış açısını ortaya koymaktadır. Örneğin, "zina" gibi suçlarla ilgili yasalar, kadınların toplumsal statülerini doğrudan etkileyen bir cezalandırma biçimi içerir. Kadınlar, toplumun "namus" anlayışı üzerinden değerlendirilmiş ve buna göre suçlar cezalandırılmıştır. Burada cezalar bazen çok sert olabilmiştir, ancak aynı zamanda bu cezalar, kadının toplumdaki yerini, değerini ve aile içindeki pozisyonunu belirleyen bir işlev de görmüştür.

Kadınlar açısından bu yasalar, aynı zamanda toplumsal eşitsizliklerin de izlerini taşıyor olabilir. Hammurabi’nin yasalarında, kadınların suç işleme oranı gibi veriler olmadığı için, cezalarda çoğunlukla daha sert ve ayrımcı bir yaklaşım gözlemlenmiştir. Bu da, dönemin toplumsal yapısının kadınlar üzerinde daha fazla baskı kurmasına olanak sağlamıştır.

[color=Sonuç ve Tartışma: Hammurabi’nin Yasalarının Modern Hukuk Sistemlerine Etkisi]

Sonuç olarak, Hammurabi’nin suçları önlemeye yönelik uyguladığı hukuki kurallar, hem erkeklerin objektif değerlendirmeleriyle hem de kadınların toplumsal ve duygusal bakış açılarıyla şekillenmiş bir yapıdır. Bu yasalar, yalnızca suçları cezalandırmayı değil, aynı zamanda toplumun genel yapısını ve düzenini sağlamayı amaçlamıştır. Hammurabi’nin hukuku, tarihin en eski yazılı hukuk sistemi olarak, adaletin temellerini atmış ve modern hukuk sistemlerinin şekillenmesine ilham vermiştir.

Günümüz hukukunda, Hammurabi'nin "gözle göz" anlayışının hala etkili olduğu bazı durumlar var. Peki, sizce Hammurabi’nin "göze göz" ilkesinin modern dünyadaki yeri ne olmalıdır? Hukukun toplumsal eşitlik ve adalet adına nasıl evrildiğini tartışarak, Hammurabi’nin yasalarının günümüzdeki etkilerini birlikte değerlendirebiliriz.