Kübizm Ne Zaman Ortaya Çıktı ?

Berk

New member
**Kübizm Nedir ve Ne Zaman Ortaya Çıkmıştır?**

Kübizm, 20. yüzyılın başlarında sanat dünyasında devrim yaratan ve geleneksel sanat anlayışlarını alt üst eden bir akımdır. Bu sanat hareketi, sadece görsel sanatlardaki değişim değil, aynı zamanda düşünsel bir dönüşümün de simgesidir. Sanatçılar, objeleri ve figürleri parçalarına ayırarak, birden fazla perspektiften sunmayı amaçlamışlardır. Peki, kübizm ne zaman ortaya çıkmıştır ve nasıl gelişmiştir? Kübizm ile ilgili sorulara ve bu hareketin gelişimine dair önemli noktalara daha yakından bakalım.

**Kübizm Ne Zaman Ortaya Çıkmıştır?**

Kübizm, 1907 yılında Pablo Picasso’nun “Avignonlu Kızlar” adlı tablosunu yaratmasıyla bir dönüm noktasına ulaşmıştır. Bu tablo, geleneksel resim anlayışını yıkan, figürleri geometrik formlara dönüştüren ve farklı perspektifleri birleştiren bir çalışmadır. Ancak, kübizm akımının temelleri, daha önceki sanatçılar ve akımlar tarafından atılmıştır. Bu süreç, özellikle Cézanne’ın etkisiyle şekillenmiştir. Cézanne’ın doğayı geometrik şekillerle yorumlayışı, kübistlerin yaratım anlayışını derinden etkilemiştir. Picasso ve Georges Braque, kübizm akımının kurucuları olarak kabul edilir.

**Kübizm Hangi Sanatçılar Tarafından Geliştirilmiştir?**

Kübizm, başta Pablo Picasso ve Georges Braque olmak üzere, bir grup yenilikçi sanatçı tarafından geliştirilmiştir. Bu sanatçılar, figürleri parçalayarak, her bir parçayı farklı açılardan yeniden birleştirerek daha soyut bir dil oluşturmuşlardır. Picasso ve Braque arasında başlayan bu etkileşim, zamanla birçok sanatçıyı etkilemiş ve kübizm akımının genişlemesine yol açmıştır. Ayrıca, Juan Gris, Fernand Léger gibi sanatçılar da bu akımın içinde yer almış ve kendilerine özgü yorumlar geliştirmişlerdir.

**Kübizm Neden Ortaya Çıkmıştır?**

Kübizmin ortaya çıkışı, modern dünyada hızla değişen toplumsal, kültürel ve bilimsel koşullara tepki olarak değerlendirilebilir. 19. yüzyılın sonlarından itibaren endüstriyel devrim, bilimdeki ilerlemeler ve felsefi düşüncelerin değişimi, sanatçıların daha önce var olan estetik anlayışlarını sorgulamaya başlamalarına neden olmuştur. Özellikle, Albert Einstein’ın görelilik teorisi ve Sigmund Freud’un psikanaliz teorisi gibi bilimsel gelişmeler, insanın dünyayı algılayış biçiminde derin bir değişikliğe yol açmıştır. Bu yeni anlayışlar, sanatçıların dünyayı farklı açılardan görmelerine ve sanatlarını bu farklı bakış açılarıyla şekillendirmelerine ilham vermiştir.

**Kübizm Akımının Temel Özellikleri Nelerdir?**

Kübizm, sanatçıların objeleri ve figürleri geometrik formlar ve düzlemler aracılığıyla analiz etmeleriyle tanınır. Geleneksel tek bir perspektif anlayışının aksine, kübist sanatçılar, bir nesneyi birden fazla açıdan gösterir. Bu, eserin daha soyut bir hale gelmesini sağlar. Kübizmde, renk ve form genellikle soyutlaştırılır, objeler ise parçalanarak, çok sayıda farklı bakış açısıyla bir araya getirilir. Diğer bir özellik ise, derinliğin ve perspektifin görsel olarak yok sayılmasıdır. Bu yaklaşım, izleyicilere, gerçeklik ve algı üzerine düşünme fırsatı verir.

Kübizm iki ana evrede gelişmiştir:

1. **Analitik Kübizm:** 1907-1912 yılları arasında gelişen bu evre, daha fazla soyutlama ve geometrik yapı kullanımı içerir. Sanatçılar, objeleri keskin açılarla ve çoklu perspektiflerle parçalayarak analiz ederler. Renkler genellikle sınırlıdır ve gri, kahverengi tonları ön planda tutulur.

2. **Sentetik Kübizm:** 1912 yılından sonra ortaya çıkan bu evre, daha parlak renkler ve daha büyük formlar kullanılarak şekillenmiştir. Bu dönemde, sanatçılar daha çok kollaj teknikleri kullanarak, hazır objeleri ve malzemeleri eserlerine dahil etmeye başlamışlardır.

**Kübizm Hangi Diğer Sanat Dallarını Etkilemiştir?**

Kübizm yalnızca resim sanatını etkilemekle kalmamış, aynı zamanda heykel, edebiyat, mimari ve tasarım gibi diğer sanat dallarında da etkisini göstermiştir. Örneğin, heykelde, objelerin geometrik ve soyut formlar halinde tasvir edilmesi kübizm etkisini gösterir. Ayrıca, edebiyat ve şiir gibi sözlü sanatlar da kübizmden etkilenerek dilin daha soyut ve parçalanmış bir şekilde kullanılmasına yol açmıştır.

Kübizm, mimaride de izlerini bırakmıştır. Modern mimarlıkta kullanılan geometrik formlar ve minimalist yapılar, kübizmle paralel bir anlayışla şekillenmiştir. Özellikle 20. yüzyılın ortalarında, kübizm akımının etkisi, çağdaş sanat ve tasarım dünyasında çok daha belirgin hale gelmiştir.

**Kübizm Bugün Hangi Sanat Akımlarını Etkilemiştir?**

Kübizm, modern sanatın temellerini atmış ve pek çok sanat akımını etkilemiştir. Surrealizm, Fütürizm, Dadaizm gibi akımlar, kübizmden etkilenerek kendi estetik anlayışlarını geliştirmişlerdir. Özellikle, soyut sanatın doğuşunda kübizm önemli bir rol oynamıştır. Kandinsky ve Maleviç gibi sanatçılar, kübizmle benzer şekilde objeleri soyutlayarak sanatlarını ifade etmişlerdir.

**Kübizm Akımının Sanat Dünyasındaki Yeri**

Kübizm, modern sanatın temel taşlarından biri olarak kabul edilir. Akım, geleneksel sanat anlayışlarını kırmış ve sanatçılara daha özgür bir ifade alanı sunmuştur. Kübizm, sanat dünyasında sadece bir teknik yenilik değil, aynı zamanda düşünsel bir devrim olarak da önemli bir yer edinmiştir. Bugün, kübizm hala sanat dünyasında büyük bir ilham kaynağı olarak varlığını sürdürmektedir. Her ne kadar kübizm dönemi geçmişte kalmış olsa da, etkileri modern sanatın farklı alanlarında kendini göstermektedir.

**Sonuç**

Kübizm, 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkan ve sanat dünyasını köklü bir şekilde değiştiren bir akımdır. Picasso ve Braque gibi sanatçılar, objeleri farklı açılardan parçalayarak sanatta yeni bir dil yaratmışlar ve sanatın sınırlarını genişletmişlerdir. Kübizm yalnızca resimle sınırlı kalmamış, birçok farklı sanat dalını etkileyerek modern sanatın temel taşlarını oluşturmuştur. Bu akım, sanatı daha soyut ve çok yönlü bir hale getirerek, sanatçılara ve izleyicilere dünyayı yeniden keşfetme fırsatı sunmuştur. Kübizm, modern sanatın ve düşünce dünyasının şekillenmesinde önemli bir kilometre taşıdır.