DeSouza
New member
Karar gazetesi muharriri Taha Akyol, Cemal Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan’a bölümü konusunda mahkeme liderinin düştüğü şerhe dikkat çekerek, “Her şeye karşın, Türkiye’de yargıçlar var” yorumunu yaptı.
Akyol yazısında, “Cemal Kaşıkçı belgesinin Adalet Bakanlığının sonucuyla Suudi Arabistan’a devrilmesi adalet tarihimize düşen lekelerden biridir. Siyaset bir daha hukuka galabe çalmıştır. Evet bakanlığın sonucu ‘kanuna uygun’dur, lakin kanun evrakın devrilmesini emretmiyor, ‘devredilebilir’ diyordu, bakanlık hukuku üstün tutabilirdi, tutmadı. Siyaset, dün Arap ülkelerine ‘topunuz bir Türkiye etmezsiniz’ diye meydan okuyordu. (14 Ekim 2019) Merkez Bankamızdaki 128 milyar dolar çabucak hemen erimemişti… Artık o denli mi? Boşalan rezervlerin yerine swaplarla dolar koymak lazım. BAE’den başlayarak Petrol buyruklarıyla, hükümdarlarıyla düzgün bağlar kuruyoruz… İsrail bile artık ‘başka’ oldu iktidarın gözünde. Feda olsun Kaşıkçı dosyası… O meydan okumalar yanlıştı… Bu aşağıdan alışlar da yanlış.” kanısını lisana getirdi.
Kaşıkçı şu tabirleri kullandı:
“Türkiye’de yargının hali malum. CB Yardımcısı Sayın Fuat Oktay’ın “yargıya itimat yüzde 20 değil, yüzde 38” diye övündüğü bir ülke! (21 Temmuz 2019) Evet, fakat her şeye karşın, Türkiye’de yargıçlar var. Cemal Kaşıkçı belgesinin Suudi’lere devredilmesine karşı “muhalefet şerhi” yazan İstanbul 12 Ağır Ceza Mahkemesi Lideri Nimet Demir, hukuk fakültelerinde okutulması gereken yüksek akademik bedeldeki uzun öne sürülen nedeninde şöyleki diyor: “Davanın bölümü her şeydilk evvel adaletin tahakkuku hedefiyle oluşturulan 6706 Sayılı Kanun’a haksızlık teşkil edecektir. Bu çerçeveden baktığımızda, kelam konusu davanın periyodu, sanıklar açısından ‘kendi davalarının yargıcı olmak’ kararınu doğuracaktır…” Evet cinayetin azmettiricileri olan Suudi hükümranları ,şimdi davanın yargıcı olarak karar verecekler!”
TIKLAYIN | Kaşıkçı davasının dönemine yapılan itiraz reddedildi: Lider karara muhalif kaldı, “Kendi davalarının yargıcı olmak kararınu doğuracak” dedi
Akyol yazısında, “Cemal Kaşıkçı belgesinin Adalet Bakanlığının sonucuyla Suudi Arabistan’a devrilmesi adalet tarihimize düşen lekelerden biridir. Siyaset bir daha hukuka galabe çalmıştır. Evet bakanlığın sonucu ‘kanuna uygun’dur, lakin kanun evrakın devrilmesini emretmiyor, ‘devredilebilir’ diyordu, bakanlık hukuku üstün tutabilirdi, tutmadı. Siyaset, dün Arap ülkelerine ‘topunuz bir Türkiye etmezsiniz’ diye meydan okuyordu. (14 Ekim 2019) Merkez Bankamızdaki 128 milyar dolar çabucak hemen erimemişti… Artık o denli mi? Boşalan rezervlerin yerine swaplarla dolar koymak lazım. BAE’den başlayarak Petrol buyruklarıyla, hükümdarlarıyla düzgün bağlar kuruyoruz… İsrail bile artık ‘başka’ oldu iktidarın gözünde. Feda olsun Kaşıkçı dosyası… O meydan okumalar yanlıştı… Bu aşağıdan alışlar da yanlış.” kanısını lisana getirdi.
Kaşıkçı şu tabirleri kullandı:
“Türkiye’de yargının hali malum. CB Yardımcısı Sayın Fuat Oktay’ın “yargıya itimat yüzde 20 değil, yüzde 38” diye övündüğü bir ülke! (21 Temmuz 2019) Evet, fakat her şeye karşın, Türkiye’de yargıçlar var. Cemal Kaşıkçı belgesinin Suudi’lere devredilmesine karşı “muhalefet şerhi” yazan İstanbul 12 Ağır Ceza Mahkemesi Lideri Nimet Demir, hukuk fakültelerinde okutulması gereken yüksek akademik bedeldeki uzun öne sürülen nedeninde şöyleki diyor: “Davanın bölümü her şeydilk evvel adaletin tahakkuku hedefiyle oluşturulan 6706 Sayılı Kanun’a haksızlık teşkil edecektir. Bu çerçeveden baktığımızda, kelam konusu davanın periyodu, sanıklar açısından ‘kendi davalarının yargıcı olmak’ kararınu doğuracaktır…” Evet cinayetin azmettiricileri olan Suudi hükümranları ,şimdi davanın yargıcı olarak karar verecekler!”
TIKLAYIN | Kaşıkçı davasının dönemine yapılan itiraz reddedildi: Lider karara muhalif kaldı, “Kendi davalarının yargıcı olmak kararınu doğuracak” dedi