Araştırma beraberinde erkek cerrahlar tarafınca ameliyat edilen bayanların 30 gün ortasında komplikasyonlar yaşayıp bir daha hastaneye yatırılma ihtimalinin yüksek olduğunu tespit etti.
Pekala bunun niçini nedir?
Jama Surgery isimli tıp mecmuasında yayımlanan çalışmanın başındaki Dr. Christopher Wallis, bu sorunun yanıtını çabucak hemen bilmediklerini lakin bu mevzuda çalışmaların devam ettiğini söylemiş oldu.
Acı algısı
BBC’den Çağıl Kasapoğlu’nun haberine bakılırsa çeşidinin birinci örneği olan, birinci sefer cerrah-hasta cinsiyet ilgisini ele alan ve tedavi sonuçlarını kıymetlendiren araştırma, 2007-2019 yılları içinde Kanada’nın Ontario eyaletinde 2 bin 937 cerrah tarafınca tedavi goren 1,3 milyon hastayı kapsıyor.
Araştırmada niye erkek cerrahlar tarafınca tedavi edilen bayan hastaların tehlike altında olduğu konusunda somut bir sonuca varılmıyor; fakat muhtemel açıklamalar ve yapılan öbür araştırmalara işaret ediliyor.
Öne sürülen muhtemel açıklamalardan bir tanesi, erkek cerrahların acı algısının farklı olduğu ve bayanların ameliyat daha sonrası yaşadığı semptomların şiddetini azımsıyor olmaları.
ABD Tufts Üniversitesi Tıp Okulu’nda üroloji uzmanı olan Dr. Oneeka Williams da buna katılıyor.
BBC’ye konuşan Williams, “Erkek cerrahlar, bayanların şikayetlerini küçümseyebiliyor, bayanların daha dertli ve histerik olduğunu düşünerek ameliyat daha sonrasında şikayetlerini ciddiye almayabiliyor. Şikayetler küçümseniyor, çekilen acı ciddiye alınmıyor ve hastalığın şiddeti görmezden geliniyor” diye anlatıyor.
New York’ta Northwell Sıhhat Üniversitesi’nde damar cerrahı olan Dr. Jennifer Svahn da söylenenlerle hemfikir.
Svahn’a bakılırsa mevt riskinin bu kadar yüksek olması, “erkek cerrahların bayan hastaların şikayetlerine ve telaşlarına gereğince ehemmiyet vermemesinden” kaynaklanıyor.
Farklı bakış açıları
Kanada’nın Toronto kentindeki St. Michael’s College Hastanesi’nde kolorektal cerrahı olan Dr. Nancy Baxter’a göre de, “insanlar genelde bayanların çektiği acıyı erkeklere kıyasla daha az dikkate
Baxter, “Bir hasta size geldiğinde nasıl bir tedavi uygulayacağınızın sonucunı nasıl verirsiniz? Hastayı ne vakit ameliyathaneye alırsınız? Bayan ve erkek cerrahların tedavi hallerinde tercihleri içinde farklar olma ihtimali yüksek” dedi.
Baxter, bayan kardiyologların hastalarının şikayetlerini daha uygun yönetebildiğini, bu biçimdece daha olumlu tedavilerin sonuçlarının ortaya çıktığına dair çalışmalar olduğunu belirtti.
Lakin Baxter, beraberinde insanların bayan ve erkek cerrahlara karşı bakış açısında da değişiklikler olduğunu vurguladı.
Baxter, “Ameliyatlar sırasında bayan cerrahların olumsuz sonuçlar için daha epeyce cezalandırıldığını ve daha sonradan daha az şahsa tavsiye edileceğini biliyoruz. Bu olumsuz sonuçlar da bayanlarda beceriksizlik, erkeklerde ise şanssızlık olarak yorumlanıyor.”
İrtibat
Dr. Williams’a bakılırsa bir öteki açıklama da, “kadınların duygusal zekasının daha güçlü olması ve bu biçimdece daha düzgün bağlantı ve empati kurabiliyor olmaları.”
Kansas Üniversitesi’nde ortopedi cerrahı olan Dr. Kim Templeton, hasta-doktor içindeki münasebetin epeyce değerli olduğunu, hastanın kendisini rahat hissedip tedavinin gidişatını etkileyecek ayrıntıları paylaşması gerektiğini vurguladı.
Yapılan evvelki çalışmalar da bayan hasta ve erkek tabip bağlarının sorunlu olabileceğine işaret ediyor, fakat uzmanlar bunun sırf tabiplerden kaynaklanmadığını düşünüyor.
Ontario’da yapılan araştırma, bayan hastaların ameliyat daha sonrasında çektikleri acıyı ve öteki semptomlarını erkek cerrahlara anlatmak istemeyebileceğini, eksik bilgiler verebileceğini öne sürüyor.
Buna katılan Dr. Svahn, “Kadın hastalar, bayan cerrahlardan daha az çekiniyor ve bu yüzden de tavsiye edilen tedavi formlarına daha sıkı bir biçimde uyup daha sağlıklı bağlantı kuruyor olabilir.”
‘Çoğu kişi benim cerrah olduğuma inanmıyor’
Cinsiyet ayrımcılığının tıp alanında biroldukca bayanın meslekten ayrılmasına niye olabileceği uzun vakittir düşünülüyor.
2015 yılında bayan cerrahlar Twitter’da, ‘#CerrahaBenziyorum’ etiketiyle gündemde yer almıştı, lakin günümüzde hala biroldukca bayan cerrahın kendi mesleğine yakıştırılmadığı ve öbür mesleklerle ilişkilendirildiği durumlarla karşılaşılıyor.
Dr. Williams, bayan cerrahların kendilerini gereğinden çok ispat etmesi gerektiğini, Ontario’da yapılan araştırmanın sonuçlarının da bundan kaynaklanıyor olabileceğini öne sürüyor.
Williams, “Çoğu kişi benim cerrah olduğuma inanmıyor. Kimisi hastanede asistan, sekreter, diyetisyen ve kimi vakit şanslıysam hemşire olduğumu düşünüyor” diye anlatıyor.
Cinsiyet dengesizliği
Dr. Wallis’e göre Ontario’da yapılan çalışma, kesin olarak bayan hastalarının erkek cerrahlardan daha berbat tedavi sonuçları alacağını ileri sürmese de hasta-doktor içindeki cinsiyet dengesizliğinin dikkate alınması gerektiğini vurguluyor.
Wallis, araştırılan 1,3 milyondan fazla hadise içinde hastaların bayan olma ihtimalinin yüzde 57, cerrahların bayan olma ihtimalinin ise yalnızca yüzde 11 oranında olduğunu söylemiş oldu.
İngiltere’deki Royal College of Surgeons ismindeki cerrahlar meslek birliğinin lider vekili Fiona Myint, cerrahi alanında cinsiyet istikrarının uygunlaştırılması gerektiğini kabul ediyor.
Myint, “İngiltere’de cerrah olmak için eğitim nazarannlerin çoğunluğu erkek. Bayanların yalnızca yüzde 30’u daha kıdemli konumlarda çalışmak için eğitim alıyor, ve yüzde 14’ü danışman mertebesine ulaşıyor” diye anlatıyor.
Pekala bunun niçini nedir?
Jama Surgery isimli tıp mecmuasında yayımlanan çalışmanın başındaki Dr. Christopher Wallis, bu sorunun yanıtını çabucak hemen bilmediklerini lakin bu mevzuda çalışmaların devam ettiğini söylemiş oldu.
Acı algısı
BBC’den Çağıl Kasapoğlu’nun haberine bakılırsa çeşidinin birinci örneği olan, birinci sefer cerrah-hasta cinsiyet ilgisini ele alan ve tedavi sonuçlarını kıymetlendiren araştırma, 2007-2019 yılları içinde Kanada’nın Ontario eyaletinde 2 bin 937 cerrah tarafınca tedavi goren 1,3 milyon hastayı kapsıyor.
Araştırmada niye erkek cerrahlar tarafınca tedavi edilen bayan hastaların tehlike altında olduğu konusunda somut bir sonuca varılmıyor; fakat muhtemel açıklamalar ve yapılan öbür araştırmalara işaret ediliyor.
Öne sürülen muhtemel açıklamalardan bir tanesi, erkek cerrahların acı algısının farklı olduğu ve bayanların ameliyat daha sonrası yaşadığı semptomların şiddetini azımsıyor olmaları.
ABD Tufts Üniversitesi Tıp Okulu’nda üroloji uzmanı olan Dr. Oneeka Williams da buna katılıyor.
BBC’ye konuşan Williams, “Erkek cerrahlar, bayanların şikayetlerini küçümseyebiliyor, bayanların daha dertli ve histerik olduğunu düşünerek ameliyat daha sonrasında şikayetlerini ciddiye almayabiliyor. Şikayetler küçümseniyor, çekilen acı ciddiye alınmıyor ve hastalığın şiddeti görmezden geliniyor” diye anlatıyor.
New York’ta Northwell Sıhhat Üniversitesi’nde damar cerrahı olan Dr. Jennifer Svahn da söylenenlerle hemfikir.
Svahn’a bakılırsa mevt riskinin bu kadar yüksek olması, “erkek cerrahların bayan hastaların şikayetlerine ve telaşlarına gereğince ehemmiyet vermemesinden” kaynaklanıyor.
Farklı bakış açıları
Kanada’nın Toronto kentindeki St. Michael’s College Hastanesi’nde kolorektal cerrahı olan Dr. Nancy Baxter’a göre de, “insanlar genelde bayanların çektiği acıyı erkeklere kıyasla daha az dikkate
Baxter, “Bir hasta size geldiğinde nasıl bir tedavi uygulayacağınızın sonucunı nasıl verirsiniz? Hastayı ne vakit ameliyathaneye alırsınız? Bayan ve erkek cerrahların tedavi hallerinde tercihleri içinde farklar olma ihtimali yüksek” dedi.
Baxter, bayan kardiyologların hastalarının şikayetlerini daha uygun yönetebildiğini, bu biçimdece daha olumlu tedavilerin sonuçlarının ortaya çıktığına dair çalışmalar olduğunu belirtti.
Lakin Baxter, beraberinde insanların bayan ve erkek cerrahlara karşı bakış açısında da değişiklikler olduğunu vurguladı.
Baxter, “Ameliyatlar sırasında bayan cerrahların olumsuz sonuçlar için daha epeyce cezalandırıldığını ve daha sonradan daha az şahsa tavsiye edileceğini biliyoruz. Bu olumsuz sonuçlar da bayanlarda beceriksizlik, erkeklerde ise şanssızlık olarak yorumlanıyor.”
İrtibat
Dr. Williams’a bakılırsa bir öteki açıklama da, “kadınların duygusal zekasının daha güçlü olması ve bu biçimdece daha düzgün bağlantı ve empati kurabiliyor olmaları.”
Kansas Üniversitesi’nde ortopedi cerrahı olan Dr. Kim Templeton, hasta-doktor içindeki münasebetin epeyce değerli olduğunu, hastanın kendisini rahat hissedip tedavinin gidişatını etkileyecek ayrıntıları paylaşması gerektiğini vurguladı.
Yapılan evvelki çalışmalar da bayan hasta ve erkek tabip bağlarının sorunlu olabileceğine işaret ediyor, fakat uzmanlar bunun sırf tabiplerden kaynaklanmadığını düşünüyor.
Ontario’da yapılan araştırma, bayan hastaların ameliyat daha sonrasında çektikleri acıyı ve öteki semptomlarını erkek cerrahlara anlatmak istemeyebileceğini, eksik bilgiler verebileceğini öne sürüyor.
Buna katılan Dr. Svahn, “Kadın hastalar, bayan cerrahlardan daha az çekiniyor ve bu yüzden de tavsiye edilen tedavi formlarına daha sıkı bir biçimde uyup daha sağlıklı bağlantı kuruyor olabilir.”
‘Çoğu kişi benim cerrah olduğuma inanmıyor’
Cinsiyet ayrımcılığının tıp alanında biroldukca bayanın meslekten ayrılmasına niye olabileceği uzun vakittir düşünülüyor.
2015 yılında bayan cerrahlar Twitter’da, ‘#CerrahaBenziyorum’ etiketiyle gündemde yer almıştı, lakin günümüzde hala biroldukca bayan cerrahın kendi mesleğine yakıştırılmadığı ve öbür mesleklerle ilişkilendirildiği durumlarla karşılaşılıyor.
Dr. Williams, bayan cerrahların kendilerini gereğinden çok ispat etmesi gerektiğini, Ontario’da yapılan araştırmanın sonuçlarının da bundan kaynaklanıyor olabileceğini öne sürüyor.
Williams, “Çoğu kişi benim cerrah olduğuma inanmıyor. Kimisi hastanede asistan, sekreter, diyetisyen ve kimi vakit şanslıysam hemşire olduğumu düşünüyor” diye anlatıyor.
Cinsiyet dengesizliği
Dr. Wallis’e göre Ontario’da yapılan çalışma, kesin olarak bayan hastalarının erkek cerrahlardan daha berbat tedavi sonuçları alacağını ileri sürmese de hasta-doktor içindeki cinsiyet dengesizliğinin dikkate alınması gerektiğini vurguluyor.
Wallis, araştırılan 1,3 milyondan fazla hadise içinde hastaların bayan olma ihtimalinin yüzde 57, cerrahların bayan olma ihtimalinin ise yalnızca yüzde 11 oranında olduğunu söylemiş oldu.
İngiltere’deki Royal College of Surgeons ismindeki cerrahlar meslek birliğinin lider vekili Fiona Myint, cerrahi alanında cinsiyet istikrarının uygunlaştırılması gerektiğini kabul ediyor.
Myint, “İngiltere’de cerrah olmak için eğitim nazarannlerin çoğunluğu erkek. Bayanların yalnızca yüzde 30’u daha kıdemli konumlarda çalışmak için eğitim alıyor, ve yüzde 14’ü danışman mertebesine ulaşıyor” diye anlatıyor.