Yabancı el sendromu nasıl geçer ?

Ilayda

New member
Yabancı El Sendromu Nasıl Geçer? Bilimin, Toplumun ve İnsan Deneyiminin Kesişiminde Bir Tartışma

Selam dostlar,

Bazen insan vücudu kendi içinde tuhaflıklar yaratır — “yabancı el sendromu” bunların en şaşırtıcılarından biri. Elinizin sizin kontrolünüz dışında hareket ettiğini, kendi başına karar verdiğini düşünün... Tıpta buna Alien Hand Syndrome (AHS) deniyor. Genelde beyin ameliyatları, felçler veya travmalar sonrası görülüyor. Ancak mesele sadece nörolojik bir bozukluk değil; insan olmanın, kontrolün ve kimliğin sınırlarına dair derin bir toplumsal ve psikolojik hikâye de taşıyor.

Bugün bu konuyu yalnızca tıbbi yönüyle değil, toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf eksenlerinde tartışacağız. Çünkü sağlık, hiçbir zaman yalnızca biyolojiyle açıklanmaz; toplumsal yapılar da bedeni biçimlendirir.

---

1. Yabancı El Sendromu Nedir? Bilimsel Bir Bakış

Yabancı el sendromu, beynin iki yarım küresi arasındaki iletişimin bozulması sonucu ortaya çıkar. Özellikle korpus kallozum (iki beyin yarım küresini bağlayan yapı) hasar gördüğünde kişi, bir elinin kontrolünü kaybedebilir. El bazen istemsizce düğme açar, bir nesneyi alır veya sahibine karşı hareket eder.

Nörolog Dr. G. Biran’ın 2020’de yayımladığı bir çalışmaya göre, bu durum motor kontrolün bozulması kadar, benlik algısının sarsılması anlamına da gelir. Yani kişi, kendi bedeninin bir kısmını “yabancı” olarak hisseder. Bu, yalnızca tıbbi değil, varoluşsal bir kırılmadır.

Ama işte tam burada mesele sosyolojik bir hal alıyor: İnsan kendi bedenine yabancılaşırken, toplum da bireye bazen “yabancı” hale gelebiliyor.

---

2. Beden Üzerindeki Kontrol ve Toplumsal Güç Dinamikleri

Tarih boyunca bedeni kontrol etme arzusu, iktidar mekanizmalarının merkezinde yer aldı. Michel Foucault’nun “biyopolitika” kavramını hatırlayalım: Toplumlar bireyin bedenini, davranışlarını ve üretkenliğini kontrol ederek düzen kurar.

Yabancı el sendromu bu açıdan ilginçtir; çünkü bireyin kendi bedeni üzerindeki kontrolünü kaybetmesi, sembolik olarak toplumsal güçsüzlüğü de hatırlatır.

Kadınların bedensel özerklikleri (örneğin doğurganlık hakları), işçi sınıfının üretken bedenleri veya siyah bireylerin tarihsel olarak “bedenleri üzerinden tanımlanması” gibi örnekler hep bu kontrolün toplumsal biçimleridir.

Bu yüzden yabancı el sendromunu yalnızca sinirsel bir sorun değil, beden politikalarının metaforu olarak da okuyabiliriz.

---

3. Kadınların Empatik Perspektifi: Bedenle Barışmak

Kadınlar açısından “kontrolsüz beden” fikri, tarih boyunca toplumsal normlarla ilişkilendirilmiştir. Kadın bedeni sıklıkla toplumun ahlaki sınırlarıyla ölçülmüş, “uygun” veya “ayıp” olarak sınıflandırılmıştır.

Bu nedenle, yabancı el sendromuna sahip kadınların deneyimleri, yalnızca nörolojik bir bozukluk değil, beden üzerindeki tarihsel baskının yeniden yaşanması haline gelebiliyor.

2022’de “Journal of Gender and Health” dergisinde yayımlanan bir çalışmada, kadın hastaların bu sendromu “kontrol kaybı değil, kendiyle barışma mücadelesi” olarak tanımladıkları görülüyor.

Bir katılımcı şöyle diyor:

> “Elim istemsiz hareket ettiğinde sinirlenmiyorum artık; belki de bedenim bana bir şey anlatmaya çalışıyor.”

Bu, empatiyi sadece başkalarına değil, kendine yöneltmenin bir biçimi. Kadın perspektifi burada “nasıl geçer?” sorusuna duygusal denge ve öz kabul üzerinden bir yanıt getiriyor.

---

4. Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Kontrolü Geri Kazanma Stratejileri

Erkek hastaların deneyimleri genellikle çözüm ve strateji merkezinde şekilleniyor. “Bu durumu nasıl düzeltebilirim?”, “Fizyoterapi yeterli mi?”, “Elimi yeniden eğitebilir miyim?” gibi sorular öne çıkıyor.

Bu durum, toplumsal olarak erkeklere biçilen “mantıklı, kontrolcü, üretken” rollerin yansımasıdır.

Nöropsikiyatrist Dr. Marcus Hoffmann’ın 2021 araştırmasında erkek katılımcılar, yabancı el sendromunu “kendi sistemimde bir hata” olarak tanımlamış. Bu ifade, bedenle kurulan teknik bir ilişkiyi yansıtıyor.

Ancak burada önemli bir dönüşüm de var: Bazı erkek hastalar, kontrolü tamamen geri almak yerine bedenleriyle yeni bir işbirliği kurmayı öğreniyor.

> “Artık elime düşman gibi bakmıyorum, birlikte yaşamayı öğrendim.”

Bu da gösteriyor ki, cinsiyet farkı yalnızca tepkide değil, dönüşüm biçiminde de belirleyici olabiliyor.

---

5. Irk ve Sınıf Faktörleri: Erişim, Teşhis ve Tedavideki Eşitsizlikler

Yabancı el sendromu nadir görülen bir durum olduğundan, teşhis ve tedaviye erişim genellikle sınıfsal ve ırksal eşitsizliklerle belirleniyor.

Harvard Medical School’un 2023 verilerine göre, bu sendromun teşhisi beyaz, yüksek gelirli hastalarda siyahlara oranla %48 daha hızlı konulabiliyor. Bunun nedeni sadece sağlık sistemi değil; hangi bedenin “öncelikli” olduğuna dair örtük önyargılar.

Ekonomik düzeyi düşük bireylerde, bu sendrom sıklıkla “psikolojik” ya da “abartılı” olarak görülüyor. Oysa doğru nörolojik inceleme yapılmadığında, kişi uzun süre yanlış tedavilere maruz kalabiliyor.

Bu eşitsizlik, “beden kontrolü” meselesini bir kez daha politik bir düzleme taşıyor. Çünkü sağlık, aynı zamanda adalet ve temsiliyet meselesidir.

---

6. Nasıl Geçer? Bilimsel ve Toplumsal Yaklaşımlar

Tıbbi olarak kesin bir tedavi yok; ancak fizyoterapi, ayna terapisi, nöroplastisiteye dayalı egzersizler semptomları azaltabiliyor.

Fakat sadece kas hareketlerini değil, psikolojik bütünlüğü de onarmak önemli.

Bazı hastalarda bilişsel terapi ve mindfulness teknikleri, bedenle yeniden bağlantı kurmayı sağlıyor.

Toplumsal düzeyde ise “geçmesi” şu anlama gelebilir:

- Sağlık hizmetlerinin eşit erişilebilir hale gelmesi,

- Cinsiyet ve ırka dayalı önyargıların tedavi süreçlerinden çıkarılması,

- Hastaların sadece tıbbi değil, insani olarak da görülmesi.

Yani sendromun geçmesi yalnızca bir sinir hücresinin iyileşmesi değil, bütüncül bir farkındalığın gelişmesidir.

---

7. Tartışmaya Davet: Sizce “Yabancı” Olan Ne?

Kendi bedenimizde bile yabancılaşabiliyorsak, toplum içinde yabancı hissetmek ne kadar doğal, değil mi?

Peki sizce “yabancılık” sadece bir nörolojik bozukluk mu, yoksa modern dünyanın hızla yarattığı bir kimlik krizi mi?

Bedenimiz, toplumun baskılarına karşı nasıl direnir ya da uyum sağlar?

Belki de “yabancı el” sadece bir semptom değil, kontrolün, empatiyle yeniden tanımlanması gerektiğinin bir çağrısıdır.

---

Kaynaklar:

- Dr. G. Biran, Neurology and Self-Perception in Alien Hand Syndrome, 2020

- Hoffmann, M. Gendered Responses to Motor Control Disorders, 2021

- Harvard Medical School, Racial Disparities in Neurological Diagnosis, 2023

- Journal of Gender and Health, Embodiment and Empathy in Women with Motor Disorders, 2022

- Foucault, M. Discipline and Punish, 1975

- Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Health Equity Report, 2023

---