DeSouza
New member
2015 seçimlerinde AKP’den Adana milletvekili aday adayı da olan, Mersin Üniversitesi (MEU) İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdal Baykan, Mersin’i Halep’e bağladığı reaksiyon çeken tabirlerinin akabinde toplumsal medya hesabını kilitledi. Dekan Baykan’a Eğitim-İş sendikasından reaksiyon geldi.
Mersin Üniversitesi (MEU) İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdal Baykan, toplumsal medyada yaptığı paylaşımda Mersin ve Halep içinde bağ kurmaya çalışarak reaksiyon çekti. Baykan kelam konusu paylaşımında, “Suriyeli kardeşlerimizin hafızlık icazet merasimine katıldık. Halep’in Şam’ın yurdumuz olduğunu, Mersinimizin -Osmanlı döneminde- Halep’in nahiyesi olduğunu, bugün burada konuk değil konut sahibi olduklarını söylemiş olduk. Gün olur harman olur, her şey aslına döner. Bütün kardeşler bir olur, birlik olur. Hamdolsun gönül coğrafyamız uçsuz bucaksız!” tabirlerini kullandı.
2015 seçimlerinde AKP’den Adana milletvekili aday adayı da olan Prof. Dr. Baykan, reaksiyonlar üzerine bir daha toplumsal medya hesabından bir açıklama yaptı. Baykan son açıklamasında, “Yapmış olduğum bir paylaşım sanırım sehven farklı bir biçimde yorumlanmakta ve toplumsal medyayı meşgul etmektedir. Benim paylaşımımda lisana getirilen şey tarihi bir olguya ve kardeşliğimize vurgu yapmaktır. Tarihimizi yok sayabilir miyiz? Gönül coğrafyamızı yok sayabilir miyiz” dedi.
Baykan, Osmanlı arşivlerinde ve çeşitli bilimsel yapıtlarda Halep ve Mersin münasebetine dair datalar yer aldığını tez etti. Baykan, bir süre daha sonra toplumsal medya hesabını kilitledi.
Cumhuriyet’in haberine bakılırsa, Eğitim-İş Mersin Şube Lideri Yakup Tekin, hususla ilgili açıklamasında şunları söylemiş oldu:
“Mersin halkı, Kurtuluş Savaşı senelerında kısıtlı imkânlarıyla, ulusal kurtuluş çabasını bu ve gibisi emperyalist oyunlara karşı vermiştir. Yaşadığı kenti emperyalist işgal altında bir ülkenin kentine bağlı olarak nazarann zihniyet, Mersin’in gençlerine hangi şuurla eğitim verecektir. Bilim insanı vasfı almış bir dekan bu telaffuzlarda bulunuyorsa ve başta Mersin Üniversitesi olmak üzere hiç bir resmi kurum reaksiyon göstermiyorsa, halk Mersin’e sahip çıkmalıdır. Bu cins telaffuzların karşısında olduğumuzu bir kere daha söz ediyoruz.”
Mersin Üniversitesi (MEU) İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdal Baykan, toplumsal medyada yaptığı paylaşımda Mersin ve Halep içinde bağ kurmaya çalışarak reaksiyon çekti. Baykan kelam konusu paylaşımında, “Suriyeli kardeşlerimizin hafızlık icazet merasimine katıldık. Halep’in Şam’ın yurdumuz olduğunu, Mersinimizin -Osmanlı döneminde- Halep’in nahiyesi olduğunu, bugün burada konuk değil konut sahibi olduklarını söylemiş olduk. Gün olur harman olur, her şey aslına döner. Bütün kardeşler bir olur, birlik olur. Hamdolsun gönül coğrafyamız uçsuz bucaksız!” tabirlerini kullandı.
2015 seçimlerinde AKP’den Adana milletvekili aday adayı da olan Prof. Dr. Baykan, reaksiyonlar üzerine bir daha toplumsal medya hesabından bir açıklama yaptı. Baykan son açıklamasında, “Yapmış olduğum bir paylaşım sanırım sehven farklı bir biçimde yorumlanmakta ve toplumsal medyayı meşgul etmektedir. Benim paylaşımımda lisana getirilen şey tarihi bir olguya ve kardeşliğimize vurgu yapmaktır. Tarihimizi yok sayabilir miyiz? Gönül coğrafyamızı yok sayabilir miyiz” dedi.
Baykan, Osmanlı arşivlerinde ve çeşitli bilimsel yapıtlarda Halep ve Mersin münasebetine dair datalar yer aldığını tez etti. Baykan, bir süre daha sonra toplumsal medya hesabını kilitledi.
Cumhuriyet’in haberine bakılırsa, Eğitim-İş Mersin Şube Lideri Yakup Tekin, hususla ilgili açıklamasında şunları söylemiş oldu:
“Mersin halkı, Kurtuluş Savaşı senelerında kısıtlı imkânlarıyla, ulusal kurtuluş çabasını bu ve gibisi emperyalist oyunlara karşı vermiştir. Yaşadığı kenti emperyalist işgal altında bir ülkenin kentine bağlı olarak nazarann zihniyet, Mersin’in gençlerine hangi şuurla eğitim verecektir. Bilim insanı vasfı almış bir dekan bu telaffuzlarda bulunuyorsa ve başta Mersin Üniversitesi olmak üzere hiç bir resmi kurum reaksiyon göstermiyorsa, halk Mersin’e sahip çıkmalıdır. Bu cins telaffuzların karşısında olduğumuzu bir kere daha söz ediyoruz.”