celikci
New member
Üçlemenin ilk kitabı olan bu kitapta yazarlar her birimiz için zorluklarla geçtiği besbelli olan hayatı nasıl manalı hale getirerek bu seyahati zarafetle, ahenkle, özgürce ve iç huzurumuzu sağlamış biçimde sürdürebileceğimiz konusunda farkındalık yaratmak istiyor.
Bu kitap; son gelişmeler, araştırmalar ve deneyler ışığında insanı anlamanın, onun potansiyelini, hayatını, çatışma noktalarını anlamayı kolaylaştıracağını savunmakta, bunun için de öteki bilim kollarının hususla ilgili bulgularından çıkarımlar yapmaktadır.
Prof. Dr. M. Zihni Sungur ve Prof. Dr. Uğur Batı’nın birlikte kaleme aldığı, insanın tüm hallerini incelikle anlatan Hayat İlerlemek Kadar Geride’yi kesinlikle okumalısınız.
“Yenilerini yaratmak…”
“Ancak dingin bir su yıldızları yansıtabilir derler. Ben ise kolay bir günde artık olağan olan arızalarımızı izliyorum. Ve sanırım izledikçe insanın hakikaten topraktan oluşunun mantığını da anlıyorum zira demir olsa kesin çürürdü. Tevellütten mütevellit derler ya, yaşanmışlıklardır sebebi, ömrün artık yalnızca ilerlemek değil, hem de geride bırakmak olduğunu düşünüyorum. Sonuçta tarih yalnızca eskileri anlatmaz, yenilerini yaratır.”
Sayfa: 256
“Anı kaçırma”
“Bilginin epeyce, bilgeliğin ise giderek yok olmaya yüz tuttuğu bir dünyada bilen değil daima öğrenen kalmanın kıymetini gereğince kavramış olmanın hazzını yaşıyorum şimdilik. “Anı kaçırma!” biçimindeki telaffuzlar yerine öğrenenler için her kaçırılan anın bir daha sonrakini yakalamak için bir fırsat olduğunu anlamış olmanın hazzını yaşadığım üzere.”
Bu kitap; son gelişmeler, araştırmalar ve deneyler ışığında insanı anlamanın, onun potansiyelini, hayatını, çatışma noktalarını anlamayı kolaylaştıracağını savunmakta, bunun için de öteki bilim kollarının hususla ilgili bulgularından çıkarımlar yapmaktadır.
Prof. Dr. M. Zihni Sungur ve Prof. Dr. Uğur Batı’nın birlikte kaleme aldığı, insanın tüm hallerini incelikle anlatan Hayat İlerlemek Kadar Geride’yi kesinlikle okumalısınız.
“Yenilerini yaratmak…”
“Ancak dingin bir su yıldızları yansıtabilir derler. Ben ise kolay bir günde artık olağan olan arızalarımızı izliyorum. Ve sanırım izledikçe insanın hakikaten topraktan oluşunun mantığını da anlıyorum zira demir olsa kesin çürürdü. Tevellütten mütevellit derler ya, yaşanmışlıklardır sebebi, ömrün artık yalnızca ilerlemek değil, hem de geride bırakmak olduğunu düşünüyorum. Sonuçta tarih yalnızca eskileri anlatmaz, yenilerini yaratır.”
Sayfa: 256
“Anı kaçırma”
“Bilginin epeyce, bilgeliğin ise giderek yok olmaya yüz tuttuğu bir dünyada bilen değil daima öğrenen kalmanın kıymetini gereğince kavramış olmanın hazzını yaşıyorum şimdilik. “Anı kaçırma!” biçimindeki telaffuzlar yerine öğrenenler için her kaçırılan anın bir daha sonrakini yakalamak için bir fırsat olduğunu anlamış olmanın hazzını yaşadığım üzere.”