celikci
New member
Sylvia Plath , 27 Ekim 1932’de, ABD’nin Massachusetts eyaletinde, ABD’li Aurelia ve Alman Otto’nun çocuğu olarak dünyaya geldi.
Aslında her şey olağan başlamıştı. Sylvia, sağlıklı bir çocuk olarak dünyaya gelmişti; fakat ruhsal sıhhati için birebir şey söylenemezdi.
zaman içinde Sylvia’nın bir manik depresif olduğu anlaşılacak ve ömrü boyunca bu gerçekle boğuşacaktı.
Babası Otto, profesördü. 1940’ta, Sylvia çabucak hemen bir çocukken hayata veda etti. Sylvia’nın, babasına karşı ortasında büyüttüğü bir nefret vardı ve büyüdükçe bu his da büyüyecekti.
Ruhsal dünyasındaki dalgalanmalar, vakit içinde bozulan psikoloji, ona çocukluğundan bir ikram olacaktı.
İlk şiirini yazdığında ve hatta yayımlandığında Sylvia, çabucak hemen 8 yaşındaydı. Rahatsızlığının birinci izleri de işte bu vakit içinderda kendini aşikâr etmeye başladı.
İntihar girişimi
Sylvia, daima intihara meyilliydi. 1950’de Smith College’e burslu girdi. Aslında okulda çok başarılıydı. Lakin ruhunun ona açtığı yaralar, hayatını sağlıklı bir biçimde yaşamasına müsaade vermiyordu.
Sylvia, ikinci sınıfta birinci intihar teşebbüsünü gerçekleştirdi ve akabinde tedavi görmesi için bir akıl hastanesine yatırıldı. Artık önemli bir biçimde ve resmi olarak hastalığıyla boğuşacaktı.
Dereceyle mezun oldu
1955’te Smith College’den summa cum laude dereceyle mezun oldu. Zeki tarafı ile hayat devam ediyordu. daha sonra Fulbright bursu kazandı ve Cambridge Üniversitesi’ne gitti. Burada çalışmalarını sürdürdü ve şiirlerini üniversitenin öğrenci gazetesi, Varsity’de yayınladı.
İntiharı düşünen bir şair
Tarih, 11 Şubat 1963’ü gösteriyordu. Sylvia’nın her günü, intiharı düşünüyor ya da deniyorsa, bayağı bir gün olarak geçiyor demekti. Bugün de bir daha bir planı vardı ve bu sefer başaracaktı…
Huzura kavuşmak
Çocuklarının odası ikinci kattaydı; başuçlarına kurabiye ve sütlerini bıraktı. Odalarının kapısını kapadı ve sıkıca kapının aralıklarını bantladığından emin oldu. Aşağı, mutfağa indi ve fırının gazını açıp başını içine soktu. daha sonrası Sylvia için muhtemelen huzura kavuşmak demekti…
Aslında her şey olağan başlamıştı. Sylvia, sağlıklı bir çocuk olarak dünyaya gelmişti; fakat ruhsal sıhhati için birebir şey söylenemezdi.
zaman içinde Sylvia’nın bir manik depresif olduğu anlaşılacak ve ömrü boyunca bu gerçekle boğuşacaktı.
Babası Otto, profesördü. 1940’ta, Sylvia çabucak hemen bir çocukken hayata veda etti. Sylvia’nın, babasına karşı ortasında büyüttüğü bir nefret vardı ve büyüdükçe bu his da büyüyecekti.
Ruhsal dünyasındaki dalgalanmalar, vakit içinde bozulan psikoloji, ona çocukluğundan bir ikram olacaktı.
İlk şiirini yazdığında ve hatta yayımlandığında Sylvia, çabucak hemen 8 yaşındaydı. Rahatsızlığının birinci izleri de işte bu vakit içinderda kendini aşikâr etmeye başladı.
İntihar girişimi
Sylvia, daima intihara meyilliydi. 1950’de Smith College’e burslu girdi. Aslında okulda çok başarılıydı. Lakin ruhunun ona açtığı yaralar, hayatını sağlıklı bir biçimde yaşamasına müsaade vermiyordu.
Sylvia, ikinci sınıfta birinci intihar teşebbüsünü gerçekleştirdi ve akabinde tedavi görmesi için bir akıl hastanesine yatırıldı. Artık önemli bir biçimde ve resmi olarak hastalığıyla boğuşacaktı.
Dereceyle mezun oldu
1955’te Smith College’den summa cum laude dereceyle mezun oldu. Zeki tarafı ile hayat devam ediyordu. daha sonra Fulbright bursu kazandı ve Cambridge Üniversitesi’ne gitti. Burada çalışmalarını sürdürdü ve şiirlerini üniversitenin öğrenci gazetesi, Varsity’de yayınladı.
İntiharı düşünen bir şair
Tarih, 11 Şubat 1963’ü gösteriyordu. Sylvia’nın her günü, intiharı düşünüyor ya da deniyorsa, bayağı bir gün olarak geçiyor demekti. Bugün de bir daha bir planı vardı ve bu sefer başaracaktı…
Huzura kavuşmak
Çocuklarının odası ikinci kattaydı; başuçlarına kurabiye ve sütlerini bıraktı. Odalarının kapısını kapadı ve sıkıca kapının aralıklarını bantladığından emin oldu. Aşağı, mutfağa indi ve fırının gazını açıp başını içine soktu. daha sonrası Sylvia için muhtemelen huzura kavuşmak demekti…