DeSouza
New member
Savunma, güvenlik, dış siyaset analisti, emekli Deniz Kurmay Albay Cahit Armağan Dilek, Rusya’nın Ukrayna’ya işgaline ait değerlendirmelerde bulundu. “Sahadan yansıyan haberler, yetkililerin açıklaması, Kiev’deki idare değişmeden Rusya’nın onaylayacağı birisi koltuğa oturmadan bu ilerleme durmayacak” öngörüsünü aktaran Armağan Dilek, “Kiev, yeni dünya nizamının Berlin’i, Dinyeper Irmağı de Berlin Duvarı olmaya epey yakın. Kiev’in de etrafında kurulduğu Dinyeper ırmağı doğal bir hudut üzere duruyor. Donbass’ın güvenliği için de Dinyeper bir hudut sınırı olabilir” görüşünü tabir etti.
Korkusuz müellifi Ahmet Takan’ın sorularını yanıtlayan emekli Deniz Kurmay Dilek, değerlendirmelerine şu biçimde devam etti:
“Putin, harekatlarının Zelenski ve onun üzerinden ABD/NATO’ya karşı bir savunma tepkisi olduğunu belirtiyor. Hal bu biçimde olunca ABD/NATO’nun en büyük gayelerinden biri olan Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyeliğiyle NATO gölü olacak Karadeniz’deki NATO ilerleyişini durdurmak için Ukrayna’nın Karadeniz kıyı bölgelerinin kentlerini de denetim altına alması bir daha sonraki harekâtı safhasında gerçekleşecektir. Ukrayna’nın esasen bir Rus toprağı olduğunu söyleyen Putin için bunlar kesinlikle olması gereken hususlar.”
Dilek, “Peki nerede Batı, AB, NATO, ABD?” sorusuna şöyleki karşılık verdi:
“Hem Rus propagandası tıpkı vakitte Batı kamuoyu ve bilhassa Türk kamuoyunda krizin öncesi fazlaca güzel takip edilemediği için yanlış tahlillerle yorumlarla bu sorunun karşılığı arandı, konuşuldu. Tahlil edenler, Ukrayna’nın NATO üyesi olmadığını kısa müddette olamayacağını unuttular. Biden, ta geçen yılki NATO tepesinde Ukrayna’nın NATO üyesi olmasının sıkıntı olduğunu, ordusunun hazır olmadığını, ülkede yolsuzlukların halledilemediğini söylemiş oldu. ötürüsıyla buraya NATO askeri gönderilmesi mümkün değil.”
“Ukrayna krizinde Batı ısrarla Türkiye’yi dışladı”
Bahsin Türkiye’de de hiç anlaşılamadığını, sapla samanın karıştırıldığını söz eden Dilek, şu biçimde konuştu:
“Medyada her şeyin analizcileri bu mevzuyu da tahlil (!) edince ortaya bir şey çıkmadı. Kopyala/kes/yapıştır yorumlarla birebir şeyler soğuk savaş mantığıyla söylenip durdu. Daima Türkiye’nin kritik kıymette olduğu, krizin tahlilinde ana aktör olduğu, Türkiye’siz tahlil olmaz üzere hamasi değerlendirmeler yapıldı. Türkiye natürel ki değersiz değil. Türkiye’nin kritik bir jeopolitik pozisyonu var. Dört bir tarafındaki krizlerin tahlilinden vazgeçilmez aktör. Lakin gelin görün ki, Ukrayna krizinde Batı ısrarla Türkiye’yi dışladı. Biroldukca mekik diplomasi oldu ortasında Türkiye yok. Biden, NATO genel sekreteri, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Polonya, Romanya önderleriyle tepe yapıyor, Türkiye yok. Cumhurbaşkanı bir arabuluculuk teşebbüsü başlattı Ukrayna’ya gitti fakat Putin ses seda vermiyor. Putin bütün önderleri kabul etti Moskova’da lakin Cumhurbaşkanına ‘ben gelemiyorum sizi bekleriz’ demedi. Tabi bunun ardında Türkiye’nin hem Ukrayna ile ikili bağları birebir vakitte NATO bağlamında tarafının net biçimde Ukrayna yanında olması var.
“Türkiye’de tahlilcisi dahil herkes niyet okuma peşinde”
Türkiye’de olay bir netleşsin reaksiyonumuzu sonucumızı veririz anlayışı var üzere. halbuki söylemiş olduk, Putin senaryoyu yazmış, görüntülerini bile çekmiş. Önden gidiyor. ABD bütün istihbarat imkanlarıyla an be an Rusya’nın imkân kabiliyetlerini, bunlarla neler yapabileceğini paylaşarak hayli etkin bir karşı propaganda yaptı. Putin’in niyetini okumak yerine yapabileceklerini listeledi.
Türkiye’de ise tahlilcisi dahil herkes niyet okuma peşinde. Yok Putin bunu yapmaz, Biden şunu yapmaz, yok o söyle yapacak bu bu biçimde yapacak. Bu tahlil yahut kıymetlendirme değil kahve muhabbeti olur. ABD’nin açıklamalarına bakarsanız ısrarla Putin’in ne yapacağını nasıl karar vereceğini bilmiyoruz lakin askeri konuşlanması akına geçme imkanını gösteriyor diye konuştular. Biz bu biçimde yapınca da etrafımızda olup bitenleri kavrayamayız karşı siyaset geliştiremeyiz. O denli de oluyor.”
“Putin’in tehdit olarak algıladığı savunma sanayi işbirliğini süreksiz olarak askıya almak gerekirdi”
“Tarafsız olmamız gereken bir krizde tarafımız net” diyen Dilek, “En azından Putin’in tehdit olarak algıladığı savunma sanayi işbirliğini süreksiz olarak askıya almak gerekirdi” dedi.
Yazının tamamını okumak için .
Korkusuz müellifi Ahmet Takan’ın sorularını yanıtlayan emekli Deniz Kurmay Dilek, değerlendirmelerine şu biçimde devam etti:
“Putin, harekatlarının Zelenski ve onun üzerinden ABD/NATO’ya karşı bir savunma tepkisi olduğunu belirtiyor. Hal bu biçimde olunca ABD/NATO’nun en büyük gayelerinden biri olan Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyeliğiyle NATO gölü olacak Karadeniz’deki NATO ilerleyişini durdurmak için Ukrayna’nın Karadeniz kıyı bölgelerinin kentlerini de denetim altına alması bir daha sonraki harekâtı safhasında gerçekleşecektir. Ukrayna’nın esasen bir Rus toprağı olduğunu söyleyen Putin için bunlar kesinlikle olması gereken hususlar.”
Dilek, “Peki nerede Batı, AB, NATO, ABD?” sorusuna şöyleki karşılık verdi:
“Hem Rus propagandası tıpkı vakitte Batı kamuoyu ve bilhassa Türk kamuoyunda krizin öncesi fazlaca güzel takip edilemediği için yanlış tahlillerle yorumlarla bu sorunun karşılığı arandı, konuşuldu. Tahlil edenler, Ukrayna’nın NATO üyesi olmadığını kısa müddette olamayacağını unuttular. Biden, ta geçen yılki NATO tepesinde Ukrayna’nın NATO üyesi olmasının sıkıntı olduğunu, ordusunun hazır olmadığını, ülkede yolsuzlukların halledilemediğini söylemiş oldu. ötürüsıyla buraya NATO askeri gönderilmesi mümkün değil.”
“Ukrayna krizinde Batı ısrarla Türkiye’yi dışladı”
Bahsin Türkiye’de de hiç anlaşılamadığını, sapla samanın karıştırıldığını söz eden Dilek, şu biçimde konuştu:
“Medyada her şeyin analizcileri bu mevzuyu da tahlil (!) edince ortaya bir şey çıkmadı. Kopyala/kes/yapıştır yorumlarla birebir şeyler soğuk savaş mantığıyla söylenip durdu. Daima Türkiye’nin kritik kıymette olduğu, krizin tahlilinde ana aktör olduğu, Türkiye’siz tahlil olmaz üzere hamasi değerlendirmeler yapıldı. Türkiye natürel ki değersiz değil. Türkiye’nin kritik bir jeopolitik pozisyonu var. Dört bir tarafındaki krizlerin tahlilinden vazgeçilmez aktör. Lakin gelin görün ki, Ukrayna krizinde Batı ısrarla Türkiye’yi dışladı. Biroldukca mekik diplomasi oldu ortasında Türkiye yok. Biden, NATO genel sekreteri, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Polonya, Romanya önderleriyle tepe yapıyor, Türkiye yok. Cumhurbaşkanı bir arabuluculuk teşebbüsü başlattı Ukrayna’ya gitti fakat Putin ses seda vermiyor. Putin bütün önderleri kabul etti Moskova’da lakin Cumhurbaşkanına ‘ben gelemiyorum sizi bekleriz’ demedi. Tabi bunun ardında Türkiye’nin hem Ukrayna ile ikili bağları birebir vakitte NATO bağlamında tarafının net biçimde Ukrayna yanında olması var.
“Türkiye’de tahlilcisi dahil herkes niyet okuma peşinde”
Türkiye’de olay bir netleşsin reaksiyonumuzu sonucumızı veririz anlayışı var üzere. halbuki söylemiş olduk, Putin senaryoyu yazmış, görüntülerini bile çekmiş. Önden gidiyor. ABD bütün istihbarat imkanlarıyla an be an Rusya’nın imkân kabiliyetlerini, bunlarla neler yapabileceğini paylaşarak hayli etkin bir karşı propaganda yaptı. Putin’in niyetini okumak yerine yapabileceklerini listeledi.
Türkiye’de ise tahlilcisi dahil herkes niyet okuma peşinde. Yok Putin bunu yapmaz, Biden şunu yapmaz, yok o söyle yapacak bu bu biçimde yapacak. Bu tahlil yahut kıymetlendirme değil kahve muhabbeti olur. ABD’nin açıklamalarına bakarsanız ısrarla Putin’in ne yapacağını nasıl karar vereceğini bilmiyoruz lakin askeri konuşlanması akına geçme imkanını gösteriyor diye konuştular. Biz bu biçimde yapınca da etrafımızda olup bitenleri kavrayamayız karşı siyaset geliştiremeyiz. O denli de oluyor.”
“Putin’in tehdit olarak algıladığı savunma sanayi işbirliğini süreksiz olarak askıya almak gerekirdi”
“Tarafsız olmamız gereken bir krizde tarafımız net” diyen Dilek, “En azından Putin’in tehdit olarak algıladığı savunma sanayi işbirliğini süreksiz olarak askıya almak gerekirdi” dedi.
Yazının tamamını okumak için .