BEP programını kim hazırlar ?

Melis

New member
“BEP programını kim hazırlar?” – Masanın Etrafında Kimler Var, Neden Var?

Selam sevgili forumdaşlar,

Bugün uzun zamandır içimi kıpır kıpır eden bir konuyu, samimi bir sohbet tadında masaya yatırmak istiyorum: BEP (Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı) programını kim hazırlar? Bu soru kulağa teknik geliyor ama aslında kalbinde şu var: “Bir çocuğun öğrenme yolculuğunu kimler, nasıl ve hangi değerlerle şekillendiriyor?” Gelin, konunun kökenlerinden başlayıp bugüne, oradan da geleceğe uzanalım; arada hepimizin günlük hayatıyla, hatta oyun tasarımından şehir planlamasına uzanan “beklenmedik” benzetmelerle zihin açalım.

---

BEP’in Kökeni: Kişiye Değil, Kişiliğe Göre Eğitim

BEP fikri temelde şunu söyler: “Herkes aynı sınıfta, aynı hızda ve aynı yöntemle öğrenemez.” Tarihsel olarak özel eğitim alanındaki dönüşümler, “tek tip” ders ve ölçmenin yetersizliğini gösterdi. Böylece her öğrenci için güçlü yönleri, ihtiyaçları, engelleri ve hedefleri merkeze alan bir planlama anlayışı doğdu. BEP; tanıdan çok, öğrenme hakkının kişiselleştirilmesi demektir. Kökeninde hem pedagojik bilimler hem de insan hakları yaklaşımı var: çocuk “eksik tamamlanacak nesne” değil, “güçlü yanları büyütülecek özne.”

---

Peki BEP’i Kim Hazırlar? “Bir Kişi” Değil, “Bir Ekip”

Kısa cevap: BEP bir ekip işidir.

Uzun cevap: Masada birden çok sandalye var ve her sandalye öğrenmenin başka bir boyutunu temsil eder:

- Sınıf/branş öğretmeni: Gözlem ve günlük uygulamanın “kalp atışı.” Öğrencinin sınıf içi performansını, hangi yönteme nasıl tepki verdiğini, hangi uyarlamaların işe yaradığını getirir.

- Özel eğitim öğretmeni (varsa): Bireyselleştirme stratejilerinin mimarıdır; hedeflerin ölçülebilir ve ulaşılabilir hale gelmesi için çerçeve kurar.

- Rehber öğretmen/psikolojik danışman: Sosyo-duygusal ihtiyaçları, motivasyonu, davranış planlarını ve aile-okul iletişim köprülerini yönetir.

- Aile/ebeveyn(ler): Ev ortamındaki gerçekleri ve hayalleri getirir. Uyku düzeninden ekran süresine, günlük rutinlerden ilgi alanlarına kadar “sınıf dışında” yaşanan her şey BEP’in altın verisidir.

- Öğrencinin kendisi (yaşa/olgunluğa göre): Hedefleri sahiplenmenin yolu, hedefleri birlikte kurmaktır. Çocuğun sesi, sürecin sürdürülebilirliğini güçlendirir.

- Uzmanlar (gerektiğinde): Dil ve konuşma terapisti, ergoterapist, fizyoterapist, psikiyatrist, RAM/özel eğitim değerlendirme birimleri, gerektiğinde sosyal hizmet uzmanı… Hepsi “öğrenmenin çevresini” düzenler.

- Okul yönetimi: Kaynak, zaman, mekân, materyal ve öğretmen işbirliğini mümkün kılan “altyapı sağlayıcı.” Bürokrasi değil, ekolojik tasarım yapar.

Kısacası, BEP’i tek bir kişi yazmaz; kolektif akıl yazar, bir kişi “editörlük” yapar. Metnin müellifi ekip, yayınevi ise okuldur.

---

Günümüzde BEP’in Yansımaları: Veriye Dayalı Ama İnsan Merkezli

Bugünün sınıflarında BEP, üç ayak üzerine oturuyor:

1. Veri: Öğrencinin mevcut performans düzeyi, standart testler, gözlem formları, rubrikler… Veri olmasa hedef “temennidir.”

2. Uygulama: Öğretim uyarlamaları (hız, materyal, ortam, teknoloji), destek hizmetleri ve davranış planları.

3. Değerlendirme-döngü: Hedefe ne kadar yaklaştık? Hangi strateji tutuyor, hangisi tıkanıyor? Esnek kalemimiz her toplantıda yeniden yazmaya hazır olmalı.

Burada kritik nokta şu: “Ölçülen değerli olur” yanılgısına düşmeyelim. Ölçemediğimiz (özgüven, merak, sosyal katılım) de değerlidir; ama ölçülebilir hedefler yazmazsak ilerlemeyi görünür kılamayız. İnce ayar şart.

---

Erkeklerin ve Kadınların Yaklaşımlarını Harmanlamak: Strateji + Empati

Forumda sık gördüğümüz iki güçlü damar var; ikisi birleşince BEP hem etkili hem insani oluyor:

- Erkeklerin stratejik/çözüm odaklı bakışı: “Hedefi SMART yapalım (Spesifik, Ölçülebilir, Ulaşılabilir, İlgili, Zamanlı). Haftalık veri toplayalım, grafikleri çıkaralım. Olmadıysa müdahaleyi değiştirip A/B testi yapalım.” Bu yaklaşım, planı operasyonel ve izlenebilir kılıyor.

- Kadınların empati ve toplumsal bağ odaklı bakışı: “Bu hedef çocuğun özsaygısını nasıl etkiliyor? Aile ne hissediyor? Sınıf topluluğu bu uyarlamayı nasıl kapsar?” Bu perspektif, planı insanî ve sürdürülebilir kılıyor.

Biri harita, diğeri pusula gibi. Harita olmadan yol uzar; pusula olmadan yanlış yöne sapılır. BEP’te ikisine de ihtiyacımız var.

---

Beklenmedik Alanlarla Birkaç Bağlantı: Oyun Tasarımı, Müzik, Şehir Planlama

- Oyun tasarımı: İyi oyunlar, oyuncunun seviyesine göre “zorlanma eğrisi” sunar. BEP de aynısını yapar: akış hâlini korumak için “çok kolay” ile “çok zor” arasında tatlı bir yer bulur.

- Müzik: Orkestrada her enstrümanın partisyonu farklıdır ama eser birdir. BEP, sınıf orkestramızın partisyonlarını yazar.

- Şehir planlama: Rampa, kaldırım genişliği, ışıklandırma… Evrensel tasarım nasıl herkesin hareketini kolaylaştırıyorsa, sınıfta da evrensel tasarım (UDL) BEP’in zemini olur.

Bu analogiler, “bireyselleştirme”nin sadece özel eğitim değil, iyi tasarımın özü olduğunu hatırlatır.

---

Sık Düşülen Tuzaklar ve Küçük Kurtarıcı İpuçları

- Tuzak: BEP’i “rapor” sanmak.

İpucu: BEP bir doküman değil, döngüdür. Yaz-uygula-ölç-iyileştir.

- Tuzak: Hedefi muğlak yazmak (“okuma becerisi gelişsin”).

İpucu: Durum + Davranış + Kriter + Koşul + Zaman (“Sessiz bir ortamda, hece tablosu desteğiyle, 100 kelimelik metinde %95 doğrulukla, 10 hafta içinde”).

- Tuzak: Aileyi “dinleyici” görmek.

İpucu: Aile, ev rutinlerini planın parçası yapar; evde uygulanabilir mikro stratejiler yazın (5 dakikalık tekrarlı okuma, görsel ipucu kartları vb.).

- Tuzak: “Tek yöntem” ısrarı.

İpucu: Stratejiyi veriyle değiştirin. Öğrenme stili ve duyu-profiline göre esneyin.

- Tuzak: “Güçlü yön”ü atlamak.

İpucu: Her BEP oturumu güçlü yönle başlasın (ör. görsel hafıza iyi → görsel sözlük).

---

Bugünden Geleceğe: Yapay Zekâ, Duygusal Analitik ve Etik

Yakın gelecekte BEP, uyarlanabilir teknolojilerle daha canlı olacak:

- Veri destekli uyarlama: Derste toplanan mikro veriler (yanıt süresi, hata türleri) anında öneri sunabilir.

- Duygusal analitik: Yüz ifadesi/ton analizi gibi araçlar, öğrencinin yük seviyesine göre “mola/tempo” önerileri üretebilir.

- Evrensel tasarım araçları: Metni sese, sesi metne, görseli dokunsala dönüştüren uygulamalar standart hâle gelebilir.

Ama bu güç beraberinde etik sorumluluk getirir: mahremiyet, onam, veri güvenliği… Unutmayalım, “ölçtüğümüz” çocuk, rakam değil insandır.

---

Rol Dağılımı Nasıl Olmalı? Küçük Bir “BEP Mutfak Planı”

1. Ön görüşme: Aile + öğretmen + rehberlik; gündelik rutin, ilgi alanları, kısa/uzun dönem hedefler.

2. Performans belirleme: Öğrencinin şu anki seviyesini kanıtlarla yazın (örnek işler, kısa değerlendirmeler).

3. Hedef yazımı: 3–5 odak hedef; her biri ölçülebilir.

4. Strateji & uyarlama: Materyal, süre, oturma planı, teknoloji, pekiştireçler.

5. Sorumluluk paylaşımı: Kim, neyi, ne sıklıkta, nasıl takip edecek?

6. Geri bildirim döngüsü: Aylık mini toplantı, dönemlik revizyon.

7. Öğrenci katılımı: Hedef kartları, görsel ilerleme çizelgesi, “başarı panosu.”

Bu planın dili hem stratejik hem empatik olmalı: tabloda netlik, toplantıda nezaket.

---

Toplumsal Yankı: BEP Sadece Sınıfın Değil, Mahallenin de Meselesi

BEP, sınıf kapısının dışında da yaşar. Kütüphanedeki görevli, spor kulübündeki antrenör, belediyenin kültür birimi… Hepsi çocuğun öğrenme ekosisteminin halkaları. Topluluk bağları güçlendikçe, stigma azalır, katılım artar. Bu yüzden okul-aile-toplum üçgeni BEP’in en güçlü federasyonudur.

---

Tartışmayı Başlatalım: Siz Ne Dersiniz?

- BEP toplantılarında sizce en çok hangi sandalye boş kalıyor ve neden?

- Hedefleri “çok iddialı” yazmak mı, “ufak kazanımlar”a bölmek mi daha motive edici?

- Teknoloji desteği hangi noktada ilaç, hangi noktada yan etki olur?

- Sınıfın geri kalanı için evrensel tasarım yapıldığında, BEP’e özgü uyarlama ihtiyacı azalır mı?

---

Kapanış: BEP’in İki Anahtarı – Ekip ve Etik

Sorunun cevabını netleştirelim: BEP’i bir kişi değil, bir ekip hazırlar. Bu ekip stratejiyi veriye yaslar, empatiyi merkeze alır, toplulukla bağ kurar. İyi bir BEP; ölçülebilir hedefler ile insan onuru arasında köprü kurar. Ve en güzeli: Her çocuk sahnede kendi ışığında parlar; biz de kuliste, doğru notayı doğru anda uzatan görünmez orkestra oluruz.

Haydi söz sizde: Kendi deneyimlerinizde masadaki hangi sandalye en fazla iş görüyor, hangisi daha çok dayanışmaya ihtiyaç duyuyor?