Başarı hangi gezegen ?

Bilgin

Global Mod
Global Mod
Başarı Hangi Gezegen? Eleştirel Bir Bakış

Başarı, tüm hayatımız boyunca peşinden koştuğumuz bir kavram. Ancak hepimizin başarıyı tanımlama biçimi farklı. Bu yazıyı yazmaya karar vermemin sebebi, başarıyı farklı perspektiflerden incelemek ve bunun toplumsal cinsiyetle olan bağlantısını sorgulamaktır. Kendi deneyimlerimden hareketle, başarıya dair bildiklerimizle, duyduklarımız arasında büyük bir uçurum olduğunu fark ettim. Çoğu zaman, başarıyı bir gezegen gibi düşünürüm: Birçok farklı gezegen, yani farklı başarı tanımları, ama her birinin de kendine has koşulları, bulutları ve rotası var.

Herkesin başarıyı kendi ölçütlerine göre tanımlaması son derece doğal; ama bu tanımlar arasındaki farklar ne kadar derindir? Erkeklerin ve kadınların başarıya nasıl yaklaştıkları gerçekten farklı mıdır? Bu yazıda, başarıyı, toplumsal cinsiyet perspektifinden ele alarak, bu soruları birlikte tartışalım.

Erkeklerin Stratejik ve Çözüm Odaklı Başarı Tanımı

Erkeklerin başarı anlayışı genellikle daha stratejik ve çözüm odaklı olma eğilimindedir. Toplumda erkekler, genellikle başarıyı belirli hedeflere ulaşmak, somut başarılar elde etmek ve bu başarıları başkalarına gösterme üzerinden tanımlarlar. Erkeklerin başarıyı ele alış biçimi, çoğu zaman bir “hedefe ulaşma” yolculuğuna benzer: Önlerinde belirli bir amaç vardır ve bu amaca ulaşmak için gerekli olan her şeyi yapacaklardır.

Örneğin, iş dünyasında erkeklerin liderlik pozisyonlarında daha fazla temsil edilmesi ve bu pozisyonlarda daha belirgin başarılar elde etmeleri, onlara genellikle daha fazla toplum onayı kazandırır. Birçok araştırma, erkeklerin kariyerlerinde daha az engelle karşılaştıklarını ve genellikle daha fazla stratejik fırsatla karşı karşıya olduklarını ortaya koymaktadır. 2017 yılında yapılan bir araştırma, erkeklerin iş dünyasında "özgürlük" ve "başarı" gibi kavramları daha çok bireysel kazanımlar ve kişisel başarılar üzerinden tanımladığını göstermiştir.

Ancak, bu stratejik başarı anlayışı genellikle bireysel hedeflere ve kişisel kazanımlara dayandığı için, toplumsal etkilerden bağımsız değildir. Erkeklerin iş dünyasında yükselmesinin, genellikle daha geniş ağlar ve fırsatlar tarafından şekillendirildiği de gözlemlenmektedir.

Kadınların Empatik ve İlişkisel Başarı Tanımı

Kadınların başarı anlayışı ise daha empatik ve ilişkisel bir bakış açısına dayanır. Kadınlar için başarı, genellikle başkalarıyla kurdukları ilişkiler, toplumla olan bağları ve birlikte başardıkları şeylerle ölçülür. Kadınların toplumsal rollerinde ve iş yaşamındaki başarılarını genellikle kolektif bir çerçevede değerlendiririz. Bu yaklaşım, başarıyı sadece kişisel bir kazanım olarak görmektense, toplumsal sorumluluk ve işbirliği ile anlamlandırır.

Kadınların başarıyı daha ilişkisel bir biçimde tanımladıkları, hem profesyonel yaşamda hem de sosyal hayatta sıkça karşılaşılan bir durumdur. Kadınlar, daha fazla empatik ve insan odaklı projelerde yer aldıkları için, başarıları genellikle toplumsal fayda sağlama ve başkalarının hayatına dokunma üzerinden şekillenir. Bu bakış açısı, özellikle eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler gibi alanlarda daha belirgindir.

Kadınlar, profesyonel hayatta aynı fırsatlara sahip olmadıkları için, başarılarını pek çok durumda daha fazla özveri, toplumsal bağlamda anlam ve güven oluşturma çabasıyla elde ederler. Kadınların başarılarının genellikle toplumsal sorumlulukla ilişkili olması, bazen toplum tarafından daha az “başarı” olarak değerlendirilmesine yol açabilir. Bir kadının iş dünyasında yükselmesi, örneğin erkeklere kıyasla daha fazla sosyal engelle karşılaşabiliyor, ancak bu engelleri aşarken gösterdikleri dayanıklılık da bir başarıdır.

Başarıyı Tanımlayan Etmenler: Toplumsal ve Biyolojik Faktörler

Başarıya yönelik toplumsal beklentiler, cinsiyetler arasında önemli farklar yaratmaktadır. Erkekler, genellikle daha bağımsız ve rekabetçi bir başarı anlayışına sahipken, kadınlar toplumsal normlarla daha fazla şekillenen, daha az “rekabetçi” ve daha fazla işbirliği gerektiren bir başarı anlayışını benimserler. Ancak bu, başarıyı tanımlama biçimlerinin birbiriyle çatıştığı anlamına gelmez. Aksine, her iki yaklaşım da başarıyı farklı yönleriyle vurgulayan zenginlikler sunar.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadınların daha fazla “toplumsal başarı”yı hedeflemelerine ve bu yolda daha fazla mücadele etmelerine yol açmaktadır. Kadınların iş dünyasında daha fazla temsil edilmesi, yalnızca bireysel başarıları değil, aynı zamanda toplumsal değişimin de bir göstergesidir. Ancak, bu süreç hala oldukça uzun ve zorlu bir yolculuktur.

Biyolojik faktörler de başarıyı etkileyebilir. Kadınların genetik olarak daha empatik ve duygusal zekâya sahip olduklarına dair bazı çalışmalar bulunsa da, başarıda biyolojik faktörlerin etkisi kadar toplumsal etmenler de büyük rol oynamaktadır. Kadınların duygusal zekâsının, daha sağlıklı iş ilişkileri kurmalarına ve toplumsal bağlarını güçlendirmelerine yardımcı olduğu söylenebilir. Ancak bu yeteneklerin, kariyerlerinde daha fazla engelle karşılaşmalarına neden olduğu da unutulmamalıdır.

Sonuç: Başarı Hangi Gezegen?

Sonuç olarak, başarı, herkesin kendi gezegeninde farklı bir anlam taşır. Erkeklerin daha stratejik, kadınların ise daha empatik bir başarı tanımı yapması, bu kavramın ne kadar çok boyutlu olduğunu gösteriyor. Ancak, toplumsal cinsiyet normları ve eşitsizlikler, başarıyı aynı şekilde tanımlamakta zorlanmamıza neden oluyor. Belki de en önemli soru şu: Gerçekten herkesin başarıya ulaşmak için aynı gezegene gitmesi gerektiği mi düşünülüyor? Yoksa başarı, her bireyin kendi gezegeninde farklı rotalarla keşfetmesi gereken bir kavram mı?

Başarı, sadece bir bireysel kazanım değil, toplumsal bağların, işbirliğinin ve kolektif ilerlemenin de bir sonucu olabilir. Farklı bakış açılarıyla başarıyı tanımlamak, bu gezegenin farklı yüzlerini keşfetmemize yardımcı olabilir.

Peki sizce başarıyı nasıl tanımlıyorsunuz? Kadın ve erkeklerin başarıya bakış açıları arasındaki farklar ne kadar belirleyicidir? Yorumlarınızı merakla bekliyorum!